Nöral Tedavisi

Nöral terapi, otonom sinir sisteminin lokal bozukluklarını teşhis ve tedavi eden tıbbi bir yaklaşımdır. Parazit alanları adı verilen rahatsızlık odakları elektrofizyolojik olarak kararsızdır ve otonom sinir sisteminin tepki verdiği anormal nörolojik sinyaller yayar.

Nöral terapi, iyileşmeyi teşvik eden bir enjeksiyon tedavisidir. Avrupa’da 1900’lerin başlarında geliştirilen sinir terapisinin kullanımı artmaya devam etti. Özellikle iyi eğitimli bir doktor tarafından uygulandığında, kronik ağrı için etkili bir tedavi yöntemidir. Nöral terapi ayrıca, ligamanların, tendonların ve eklemlerin iyileşmesini teşvik eden bir tedavi olan proloterapi ile kullanım için harika bir tamamlayıcı prosedürdür.

Kronik ağrı toplumumuzda sadece yaygınlığı nedeniyle değil, aynı zamanda kronik ağrı çeken hastalar için etkili bir terapinin genel eksikliği nedeniyle de büyük bir sorundur. Bu tedavi, otonom sinir sisteminin işlevsizliğini gidermek için tasarlanmıştır. Otonom sinir sistemi, vücudun “otomatik” işlevlerinden sorumlu olan kısmıdır.

Otonom Sinir Sistemi (ANS) nedir?

Sinir tedavisini anlamak için, otonom sinir sisteminin (ANS) ne olduğunu anlamak önemlidir. Beynin dışına çıktıktan sonra, sinir sistemi iki temel bölüme sahiptir: somatik (gönüllü) sinir sistemi ve otonomik (istemsiz) sinir sistemi. Somatik ya da gönüllü sinir sistemi çoğu insanın aşina olduğu bölümdür çünkü yürüme, konuşma ve uzuvların hareketleri gibi gönüllü hareketleri kontrol eder. Otonomik (istemsiz) sinir sistemi ise bağışıklık fonksiyonu, kan basıncı ve dolaşım, hormonlar, sindirim, vücut ısısı, kalp atış hızı, solunum, idrar yapma, cinsel fonksiyon, adet ve diğer otomatik vücut gibi iç vücut fonksiyonlarını düzenler. ANS yaralanırsa, bu dahili fonksiyonlar optimum seviyelerde performans göstermez ve sonuçta hastalık ve kronik ağrıya neden olur.

Nöral terapi nasıl etki eder?

Nöral terapinin nasıl ve neden işe yaradığına dair birkaç teori vardır. Sinir hücresi fizyolojisinin kısa bir incelemesi ile daha iyi anlaşılabilir. Normal istirahat sinir hücreleri, hücrenin içindeki ve hücrenin dışındaki elektrik yükleri arasındaki fark olan bir “dinlenme zarı potansiyeline” sahiptir. Dinlenme sırasında sağlıklı bir sinir hücresi, sinir impulsları oluşturmaz. Hücreye bir uyarıcı varsa, zar istirahat potansiyeli düşer. Ameliyat veya travma nedeniyle hasar görmüş bir sinir hücresinde, istirahat zarı potansiyeli kronik olarak düşüktür. Bu, sinirin çok daha az bir uyaranla bir sinir impulsunu ateşleyeceği anlamına gelir.

Lokal anestezikler için etki mekanizmasıyla ilgili farklı teoriler mevcut olsa da, bu maddelerin istirahat membran potansiyelini arttırdığı ve sinirlerin daha fazla uyarıcılarla bile sinir impulsunu ateşlemesinin daha az muhtemel hale getirildiği iyi bilinmektedir. Düşük eşik, kronik düşük dereceli uyarma, bozulmuş hücre içi metabolizma ve iyon değişimi ve normal bir dinlenme potansiyelinin sürdürülememesi ve kronik nörofizyolojik dengesizlikle sonuçlanan kalıcı yetersizlik yaratır. İyon pompalarının hücre duvarı etrafına lokal anestezi tekrar tekrar sızmasıyla, aşamalı olarak normal aktiviteye devam ettiği ve nihayetinde otonom sinir sisteminin tekrar düzgün çalışmaya başlaması sağlanabilir.

error: Korumalı İçerik !! Security Wall By Arda Yücel !!
Open chat
Whatsapp İletişim